2 Aralık 2010 Perşembe

Meclis Konuşması: Otoriteyi kabul eden onun bir parçası olur

TBMM Genel Kurulunda Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun ile Milletvekili Seçimi Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 8'inci Maddesi Üzerinde Verdiğimiz Önerge ve Önerge Üzerinde Ufuk URAS'ın yaptığı Konuşma

06 Nisan 2010

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına,

Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun ile Milletvekili Seçimi Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin çerçeve 8'inci Maddesi ile değiştirilen 60'ıncı madde başlığı "İlan ve reklam yerleri" ifadesinin "İlan ve reklam yerlerine ilişkin usuller" şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Ayla Akat Ata (Batman), Özdal Üçer (Van), Sebahat Tuncel (İstanbul), Pervin Buldan (Iğdır), Akın Birdal (Diyarbakır)


             Sayın Başkan, değerli vekiller;

Galiba Fransız Devriminde sokak hareketleri olurken, iki aristokrat kahvede oturuyor, diyor ki: "Biz kazanacağız." Biz kimiz? "Onu yarın öğreniriz." diyor. Yani hep kazanandan, güçlü olandan yana olmak haklı olduğumuz anlamına gelmiyor. Ahlaklı olmak mağdur olanı anlamak ve ondan yana olmaktır.

İktidarıyla ve muhalefetiyle, maalesef bu yüzde 10 barajı konusundaki eleştirilerimiz hep duvara tosladı. Hâlbuki biz, siyaset derslerinde öğrencilerimizden bir tanesi çıksa, dese ki: "Yüzde 10 barajını savunuyorum çünkü koalisyonları önlüyor, istikrarı sağlıyor." biz sınıfı geçirmeyiz çünkü demek ki bilmiyor, AK PARTİ öncesi yüzde 10 barajı olmasına rağmen bir koalisyon olduğunu deriz ya da demek ki öğrencimiz bilmiyor 1965 seçimlerinde nispî temsil millî bakiye vardı ama Adalet Partisi tek başına iktidara geldi diye. Yani 12 Eylül rejiminin yasaklarından beslenerek biz demokrasiyi nasıl inşa edeceğiz?

İşte, bugün mesela, Dışişleri Komisyonunda Moldova heyetiyle beraberdik. Bize anlattılar, resmî dilin yanında Gagavuzların kendi dilini ve kültürünü ifade etmelerini bir zaaf olarak değil, bir zenginlik olarak gördüklerini, hepimiz çok mutlu olduk ama bu demokrasi bu Misakımillî sınırının içine geldiği zaman tedirgin olmaya başlıyoruz. Bulgaristan'da Todor Jivkov soydaşlarımıza yaptığı muameleye tepki gösteriyoruz ama Türkiye'ye geliyoruz, yerli Todor Jivkov'lardan geçilmiyor. Dolayısıyla dünyanın her yerinde demokrasi ve özgürlüğün standartlarına uzaktan bakmanın anlamı yok. "Uzaktan bakılarak usta olsaydı kediler kasap olurdu." lafı bu durumlar için söylenmiş. Christoph Colomb Amerika'ya gidiyor, diyor ki: "Altı tane yerliyi aldım, dil bilmiyorlar, onlara İspanyolca öğretmem lazım." Yani İspanyolca bilmiyorsa dil bilmiyor anlamına geliyor. Bu Batılıların, egemenlerin, hâkimlerin gözüyle dünyaya bakmaktan vazgeçmenin faydası vardır.

Padişahlara yol gösterici metinlere eskiden "siyasetname" denirdi. Bizim siyasetnamemizin de bugün temelinde mutlaka herkes için demokrasi, özgürlük, eşitlik olmalı. Herkes dinini, dilini, inancını özgürce ifade etmeli ve hakikaten bir seçme ve seçilme özgürlüğü olmalı. Vehbi Koç'a soruyorlar: "Sandıktan kim çıkacak?" "Ben" diyor. "Nasıl yani?" diyor gazeteciler. "Kim çıkarsa bana çalışacak." diyor. Üniversiteye hazırlık sınavlarında çocuklara soruyorsunuz "Nasılsın?" diye "Seçenekleri, şıkları söyle." diyor. Yani çoktan seçmeli önümüzde şıklar var, hangisini seçersen seç yüzde 10 barajı devam ediyor, 12 Eylül rejiminin yasakları devam ediyor. Dolayısıyla bizim bir şekilde yarışın, tek atın katıldığı bir yarış ve sonucun da baştan belli olduğu bir yapılanmayı sorgulamamız gerekiyor.

Şimdi burada seçim zarfının ebadını falan konuşuyoruz ama zihinsel ebatlarımızın aynı kalmasında problem var. Yani zihinsel ebatlarımızı, standartlarımızı ne zaman evrensel standartlara kavuşturacağız diye bir problemimizin olması gerekiyor. Şimdi, size ait olmayan bir şeyi çaldığınızda bunun adı gasptır, hırsızlıktır. Ama size ait olmayan oylar alındığı zaman buna sessiz kalabiliyoruz. Fikrî rekabetten, politik rekabetten kaçınmak bir öz güven sorunudur ve hakikaten temsilde adalete karşı çıkan bir iktidar ve muhalefet ile biz demokrasiyi nasıl derinleştireceğiz? Barış ve Demokrasi Partisinin, beş bölgede birinci parti olan bir partini baraj sorununun kalkması önerisi birçok demokratik ülkede uygulanıyor, işte Almanya'ya falan bakıyoruz… Bu "pazarlık yapmam" lafları da tuhaf. Burada yaptığımız iş de pazarlık değil, bir müzakere. Demokrasinin olmazsa olmaz koşulu bu tür müzakereler. Nasıl Almanya'da PDS, sol parti bu imkânlardan yararlandı, Türkiye'de de pekâlâ demokrasinin derinleşmesi açısından Avrupa'daki sistemden yararlanabilmemiz mümkün. İşte, bir Avrupalılaşma fırsatı önümüzde.

Hazine yardımı gündeme geliyor. Yurttaşlarımızın ödediği vergilerle bizim seçmenlerimizin ödediği vergilerin karşılığını alıyorsunuz ama yine biz hazine yardımıyla ilgili ciddi problemlerle karşı karşıya kalıyoruz. Peki bunun adı "siyasi otlakçılık" olmuyor mu? Siyasette bence bir yolun sonuna geldik, ağır kamyon şoförleri derler ki: "Yolun sonuna geldiyseniz dönemece gelmişsinizdir." Bu dönemeci, demokrasiyi, özgürlükleri, eşitlikleri derinleştirerek gerçekleştirmemiz gerek.

Jim Morrison diye bir şarkıcı var "Otoriteyi kabul eden onun bir parçası olur." diyor. 12 Eylül rejiminin yasaklarına yaslanarak demokrasiyi inşa etmemiz kolay gözükmüyor. Demokrasiyi inşa etmemizin de yolu toplumsal muhalefet örgütlerine, emekçilere, kadınlara siyasetin önünü açmaktan geçiyor. Siyaseti kim yapıyor? Boş zamanı olanlar. Kimin boş zamanları var? Tuzu kuru olanların. Emeğiyle geçinenlerin, kadınların daha fazla siyasete dâhil olması çok önemli.

Bakın, teker teker partilerimizde kadın oranları yüzde 8, BDP'de kadın oranı yüzde 35. Hep Batı'dan örnekler verilir, Bahreyn'de yüzde 25'i kadın, Tanzanya'da 75 kadın milletvekili var. 109 ülke içinde kadın haklarında Birleşmiş Milletler insani yaşam endeksinde 101'inci sıradayız.

Daha çok kadın arkadaşımızın, daha çok gencin, daha çok emekçinin katıldığı bir seçimle Türkiye'nin daha güzelleşeceğine inanıyorum. Kolaylıklar diliyorum.                                                                                          

Ufuk URAS
İstanbul Milletvekili

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder