27 Nisan 2009 Pazartesi

Dipçikli Demokrasi İstemiyoruz...

Taksim Meydanı'nda toplanan Çocuklar İçin Adalet Girişimi katılımcıları Hakkari'de yaşanan darp olayını protesto etti. Ufuk Uras'ın da katıldığı ve "dipçikli demokrasi istemiyoruz" diyerek çocuklara uygulanan şiddete tepkisini gösterdiği eylemde, müzisyen Cahit Berkay, oyuncu Derya Alabora ve ressam Murat Morova'da bulundu. Grup adına basın açıklamasını ressam Murat Morova yaptı:

"Makyajımız bir kez daha aktı…"

"23 Nisan’da bir yandan dünyada tek olduğu iddia edilen çocuk bayramını “kutladık”…

Bir yandan dünyanın gözleri önünde bir çocuğun, öldüresiye bir nefretle dipçik darbeleri altında perişan edilişini izledik.

Daha birkaç ay önce, İsrail’in vahşeti karşısında sokaklara akmıştık.

Her yer Filistin’di, hepimiz Filistinliydik.

Şimdi sadece vicdanlarımızla değil, dürüstlüğümüzle de yüzleştiğimiz andayız:

Filistinli çocuklar için döktüğümüz gözyaşları ne kadar hakiki ise o kadar insanız ancak.

Unutmayalım. Görelim. Bilelim: O dipçik hepimize.

O mahkemelerde hepimiz yargılanıyoruz.

Ve ne kadar başınızı çevirseniz de, o mahkemelerde hepimiz mahkûm ediliyoruz.

Ve biz artık bu mahkûmiyete isyan ediyoruz.

Mahkûm edilen her çocukla özgürlüğümüzü kaybediyoruz. Dipçiklenen her çocukla kafa taslarımızda ve yüreklerimizde derin çatlaklar oluşuyor.

Sadece barış umutlarımızı değil, insanlığımızı da yitiriyoruz hızla.

Biz, çocuklar için adalet istiyoruz.

Biz, çocuklar için barış istiyoruz.

Biz, çocukların değil, bu vahşetin, bu utancın sorumlularının yargılanmasını istiyoruz.

Biz, Çocuklar İçin Adalet Girişimi olarak öfkemizi, kaygımızı kamuoyuyla paylaşıyor, yetkilileri uyarıyoruz."

ÇOCUKLAR İÇİN ADALET GİRİŞİMİ

26 Nisan 2009 Pazar

Şirin Cemgil, Sinan Cemgil'le buluştu

Almanya'nın Duisburg kentinde bağırsak düğünlenmesi sonucu hayatını kaybeden Şirin Cemgil'in cenazesi öğlen saatlerinde Üsküdar'da bulunan Karacaahmet Sultan Kültür Derneği'ne getirildi.

Burada düzenlenen törene Şirin Cemgil'in oğlu Taylan Cemgil, ÖDP İstanbul Milletvekili Ufuk Uras'ın yanı sıra yüzlerce kişi katıldı. Törenin ardından Şirin Cemgil'in cenazesi Karacaahmet Mezarlığı’nda eşinnin mezarının yanına defnedildi.

25 Nisan 2009 Cumartesi

Ufuk Uras'ın TBMM'de Yaptığı 23 Nisan Konuşması


Ufuk Uras 23 Nisan Konuşması

B.A: Artık DTP'yi İçinize Sindirin

Bir diğer tartışmalı uygulama da DTP’ye yönelik operasyondur. Seçim sonuçları DTP’nin Kürt nüfusun yoğun olduğu illerin birinci ve Türkiye’nin en büyük dördüncü partisi olduğunu ortaya koydu. On yıllardır Kürt sorunuyla yüz yüze olan ve çok ağır insani bedeller ödeyen Türkiye için yasal ve demokratik zeminde mücadele yürüten böyle bir partinin varlığı bir şans olarak görülmelidir.

Ama ne yazık ki, AKP iktidarı bu sorunla ve DTP ile ilişkisini demokratik ölçüler içerisinde ayarlayamıyor. DTP’siz ve Kürtsüz çözüm arayışlarının nafile olduğu artık kabul edilmelidir.

DTP örgüt ve yöneticilerine yönelik son gözaltı operasyonunun gerekçesi iki yıldır biliniyor ise, savcılık bugüne kadar neden bekledi? Kürt Sorunu’nun görüşüleceği Erbil Toplantısı öncesinde bu gözaltılarla ne denmek isteniyor? Türkiye’de Kürt Sorunu’nun artık kan dökülmeden çözülebileceğine dair umutların yeniden yeşerdiği şu günlerde yapılan bu operasyon, akla her türlü olumsuz soruyu getiriyor.

Türkiye’de demokratik hukuk devletinin gelişmesinden, toplumdaki farklı kimliklerin barış içinde birarada yaşamasının koşullarının inatla savunulmasından vazgeçilmemelidir.

Ufuk URAS
ÖDP İstanbul Milletvekili
15 Nisan 2009

B.A: Savcılık Özensiz ve Hoyratça Davranıyor

Ergenekon davası savcılığının talebi üzerine gerçekleştirilen 12. dalga gözaltıları sırasında bir hayli kuşku, endişe ve soru işaretleri birikmiş, bu konuda yeni ve haklı tepkiler oluşmuştur. Savcılığın soruşturma, belge ve bilgi arama, toplama ve zanlıları gözaltına almadaki özensiz ve hoyratça, AİHM kararlarına uygun olmayan tarzı bir kez daha kendini göstermiştir.

Çağrıldığında savcılığa gitmekten sakınmayacak insanların davul zurnayla göz altına alınması, adeta teşhir edilmesi ve delil, belge topluyoruz denilerek ilgili ilgisiz her şeyin çuvallara doldurulması tuhaflıkların bazılarıdır. Örneğin savcılığın eğitim görmek için ÇYDD’den burs alan 36 bin öğrencinin dosyalarıyla ne işi var? Onlara burs veren kişi ve kurumları neden merak ediyor? Bu derneğin bu alandaki faaliyetlerinde savcılığı rahatsız eden bir şey mi var?

Bu davranışlarla ne Prof. Dr. Türkan Saylan’ın Ergenekon yöneticisi veya mensubu ne de ÇYDD’nin böyle bir örgütün arka bahçesi olduğuna kimse ikna edilemez.

Dava kırk ambara çevrilmeden, bu Türk Gladyosu’nun devlette görevli her düzeydeki üniformalı ve sivil yöneticileri ve mensupları, siyasi kanadı, finansörleri, tetikçileri ve eylemleri açığa çıkarılmalı ve daha fazla vakit geçirilmeden gerçek suçlular hak ettikleri cezaya çarptırılmalıdır. Aksi takdirde adalet mekanizması bu yükün altında kalacaktır.

Çetelere, derin devlete, darbecilere, gladyoya veya suç örgütlerine karşı soruşturma yürütülmesi, bunların yargılanması ve cezalandırılması on yıllardır dillendirdiğimiz bir taleptir. Ancak Ergenekon ve benzeri örgütlenmelerin tasfiyesinin nasıl yapıldığı en az tasfiyenin kendisi kadar önemlidir. Bu tasfiye hukuk içinde, demokratik yollarla yapılmalı, yeni hukuksuzluklar yaratılmamalıdır.

Onlarca yıldır sola reva görülen baskıcı, hukuksuz ve anti demokratik yöntemlerin uygulanmasına; Nusret Demiral, Nuh Mete Yüksel ve Ülkü Coşkun tarzına göz yumulamaz.

Ufuk URAS
ÖDP İstanbul Milletvekili
15 Nisan 2009