2 Aralık 2010 Perşembe

AKP'nin Tavrı Siyasal ''Burnu Büyüklüktür''!

Siyasi partilerin kapatılmasıyla ilgili Anayasa değişikliği maddesinin (8. Madde) yeterli oyu almayarak paketten düşmesi yeni bir durum yarattı ve değişik yorumlara konu oldu. Genel Kurul’a katılmamam ve maddeye olumlu yönde oy kullanmamam da değişik şekillerde değerlendirildi.

Anayasa değişikliğinin hazırlanması ve müzakere sürecinde AKP’nin izlediği tarzı  kabul edilemez buluyorum. Yeni bir toplumsal sözleşme çalışması bu kadar “ben yaptım oldu” üslubuyla ele alınamaz.


İktidar kanadı bu yönde dile getirilen eleştirilere hiç kulak asmadı ve asmıyor. Paketin bütün  aşamalarında, yani Meclis’e gelmeden önce, gelip Anayasa Komisyonu’nda ele alındığında, Genel Kurul’daki ilk tur görüşmelerinde ve nihayet 2. tur görüşmelerde AKP’nin bu tavrında değişen bir şey olmadı.

Hem vesayete, statükoya ve Ergenekon’a tavır aldıklarını ileri sürdüler, hem de bunların mağdurlarına sırtlarını dönerek Anayasa değişikliği yapmaya giriştiler. Herkesi “ya bizim önerilerimizi kabul edersiniz ya da bildiğimizi yaparız“ tavrına mahkum etmek istiyorlar.

Türkiye’nin mevcut siyasal şartlarında yeni bir anayasa yapmak mümkün değil.  Koşullar sınırlı değişiklik paketlerini zorunlu kılıyor. Bu bakımdan azami taleplerle ortaya çıkmak ve ısrar etmek isabetli değildir. Ama bu gerçek, “ben ne yaparsam, ne getirirsem şartsız destek vereceksiniz” tavrını haklı çıkaramaz.

Parti kapatmayla ilgili can alıcı Anayasa maddesi 68. Madde’dir. AKP buna hiç  dokunmadı. Venedik Kriterleri doğrultusunda bu maddede değişiklik yapılmasını önerdik, ama itibar edilmedi. Sorunu sadece TBMM’deki çoğunluk partisini kollamayı  hedefleyen bir mantıkla ele almakta ısrar ettiler. AKP’nin haklı ve anlamlı olmayan bu ısrarı, demokrasimizi siyasi partileri kapatmak gibi bir ayıptan kurtarmamızı engellemiştir.

Üstelik bu davranış, demokrasiyi içselleştirmekle de uzaktan yakından ilişkisi olmayan bir siyasal ‘burnu büyüklük’tür.  

AKP de, onu her şart altında desteklemeyi doğru politika olarak görenler de bilmeliler ki, bu siyaset tarzı, vesayeti ve statükoyu, Ergenekon’u zayıflatacak ve alt edecek güçleri dağıtmaktan başka bir sonuç yaratmıyor.

4 Mayıs 2010

Ufuk URAS
İstanbul Milletvekili

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder