12 Aralık 2009 Cumartesi

DTP'nin kapatılmasını kabullenmeyeceğiz

12 Eylül hukuku bir kez daha işledi ve Türkiye'yi bir çıkmaza itti. DTP'nin kapatılması toplumun büyük çoğunluğunun beklediği barış ve kardeşlik umutlarını belirsiz bir geleceğe erteledi.

Barışa, sağduyuya en çok ihtiyacımız olan şu günlerde, açılımdan bahsederken kapatma kararı alınması aklın ve vicdanın kabul etmesi mümkün olmayan bir sonuçtur. Hukukun evrensel ilkelerine aykırı olması bir yana, Kürt sorununda barışçı çözüm ihtimalini de zayıflatan bu kararı kabullenmek mümkün değildir.

Şiddeti siyasal bir yöntem olarak kullanmayan partilerin kapatılmasını kabullenmek, demokratik prensipler bakımından mümkün değildir. Bu nedenle kararın kendisi bile 12 Eylül Anayasası'nın değiştirilmesi ihtiyacını bir kez daha gözler önüne seriyor.

DTP'nin kapatılması bundan çok daha vahim sonuçları olabilecek bir süreci önümüze koyuyor. 25 yıldır süren kanlı çatışmanın durması ve silahların susması umudunun gömülmesi ve toplumun, yaraları uzun süre sarılamayacak daha büyük bir çatışmaya sürüklenmesi riskini doğuruyor. Bu sonuçtan Anayasa Mahkemesi'nden çok 12 Eylül Anayasası ve Siyasal Partiler Kanunu'nu değiştirmeyen iktidar ve muhalefet partileri sorumludur.

Bugün en çok ihtiyaç duyacağımız şey sağduyu ve TBMM içinde barışçı bir çözüm bulabilmek için çaba harcama kararlılığıdır. Bu ülkenin bütün akıl, vicdan ve adalet duygusu taşıyan insanlarının, TBMM içinde barışçı bir çözümün oluşabilmesi için siyasete ağırlığını koyması gerekiyor.

Bu düşünceleri savunan binlerce insanın duyarlı davranacağına, ülkeyi duyarsız ve beceriksiz yöneticilerinin getirdikleri uçurumun kıyısından döndürecek bir iradeyi sergileyeceklerine inanıyorum.

Siyasal hayatı boyunca barışı, eşitliği, kardeşliği ve Kürt sorununun parlamentoda çözülmesi gerektiğini savunan bir milletvekili olarak, bu kritik dönemde, savunduklarımı hayata geçirmek için gerekli adımları atmakta tereddüt etmeyeceğime tüm seçmenlerimin ve yurttaşların bilmesini istiyorum.

Sorunların siyaset ve demokrasi çerçevesinde çözülebilmesi için herkesin elindeki tüm imkanları kullanması gerekiyor. Bunun için aydınlara, demokrasi ve emek güçlerine, sağduyu sahibi tüm yurttaşlara birlikte davranma ve Türkiye demokrasisini kurtarma mücadelesine katılma çağrısı yapıyorum.

Ufuk URAS
İstanbul Milletvekili
 
12 Aralık 2009

7 yorum:

  1. Benim anlamadığım husus, bir partinin şiddete bulaşmış olması için gidip adamı kendisinin mi öldürmesi gerekiyor?

    Ayrıca Dünya'nın her ülkesinde kurallar böyle işlerken (örn. İspanya) bu yorumları yapmanın nasıl bir entellektüellik anlayışı olduğunu anlamıyorum.

    Madem bu kurallara karşıydınız neden birşey yapmadınız? Meclise girdiğinizden bu yana bu konuda ne yaptınız konuşmaktan başka?

    O bahşettiğiniz çağrıyı eleştirdikleriniz gibi iş işten geçtikten sonra değil önce yapacaktınız ve bununda kalacağı gibi çağrınız sözde kalmayacaktı.

    Saygılarımla.

    YanıtlaSil
  2. Nasreddin hoca'nın şu meşhur fıkrası geldi aklıma. Herkes evine hırsız giren hocayı azarlarken hoca cevapı yapıştırır; hırsızın hiç mi suçu yok diyerekten...

    Bir siyasi partinin kapatılmasını demokrasi ile bağdaştırmamanız son derece normal, peki DTP ne kadar demokrattı.O bahsettiğiniz evrensel hukuk kurallarına ne derece uyuyordu?

    İzmir'de yapılanlara faşizm deyip, parti binalarından çıkan molotofun serap'ın yazünde patlamasına demokrasi diyen bir zihniyet var ortada. Arasına PKK ile bir bağ koymak yerine her fırsatta bizim organik bağımız var diyen bir zihniyet var ortada... Ağzına barışı dolamasına rağmen dinamik olaylarda bu tavrını hiç göstermeyen bir parti var ortada...

    DTP kapatılmak için elinden geleni ardına koymadı. Evrenel hukuk kurralları bir parti asla kapatılamaz diye bir şey söylemez. Bir partinin eğer PKK ile organik bağı varsa,Türkiye'deki durum gereği ile demokrasiyi tehdit ediyorsa, eylem ve söylemleri demokratik toplum kavramının dışında ve Türkiye demokrasisine yönelmiş birer tehditse bu parti kapatılmayı hak etmiştir.

    YanıtlaSil
  3. Türkiye demokrasisi bir darbe daha almış olabilir ama DTP nin kapatılma kararı çok da süpriz bir olay değil bana göre.

    Demokratik açılım süreci gerçekten başarılı mıydı? İktidar bu süreci iyi yönetemedi, DTP gerçek anlamda destek vermedi, tam tersine provokatif eylemleri kışkırttı, hep imralıyı işaret etti.

    Bu işin anayasa mahkemesine gelmesi çok mu şaşırttı herkesi acaba ? Bugünkü hukuk sistemi açısından değerlendirme yapıldığında, sonucun böyle olması gerçekten üzüntü verici miydi? Bu kadar mı önümüzü göremiyoruz artık, kapatılma sürecine geçilmeden neden kimse frene basmadı?

    o zaman şimdi üzülelim hep beraber, evet bir 20 yıl daha geriye gittik, şimdi Türkiye yine tüm dış basında manşetlerde olacak, yine çok eleştirilcez, yine özgürlük ve demokrasi dersleri alıcaz.Biri ya da birileri belki de kahramanlaştırma içerisinde olacaklar, bir çok şeye meydan vermiş olcaz belki de haksız yere.

    Değişmeyen tek şey yine bu olacak, yine çözümler çıkarların altında ezilecek. Bence kabul etmememiz gereken tek şey şuanda, demokratik açılım sürecinin bir barış yolundan çok bir çıkar meydanına dönüşmesi.

    Sevgilerle.

    YanıtlaSil
  4. umarım bir daha parti kapatma eylemlerine rastlanmaz bu ülkede. ve umarım gerçekten kürt halkını temsil eden, eşitlik ve barış için çalışan, mücadele eden gerçek bir parti kurulur.

    sizi de elbette böyle bir partinin "birinci kişisi" olarak görmek isteriz.

    YanıtlaSil
  5. DTP nin kapatılması statükonun bilmem kaçıncı zaferi olarak kayıtlara geçti.

    Sorun terörle bağlantılı olmalarında değil,terörle bağlantılı insanların nasıl mecliste grup kurabilecek kadar büyüdüğü, bu sorunun nasıl çözülmesi gerekliliğine bakılmamasındadır...

    YanıtlaSil
  6. Ufuk Bey sizin gibi bir millet vekilinden korkusuzca, "DTP iradesini PKK ve teröre teslim etmiştir kapatılmasını sağlayacak her türlü şiddet eylemine kasıtlı olarak vesile olmuştur" diyebilmenizi isterdim.İnanın bu sizin oradaki varlığınızı çok daha anlamlı hale getirirdi.
    Halk olarak aydınlardan beklediğimiz bizlerden daha objektif olduklarını kanıtlamaları.
    Kamplaşmaları azaltacak aydın görevlerinden biri de tarafsız ve sağduyulu olmak.

    YanıtlaSil
  7. Şimdikilerden farklı olarak, gerçek solu içeren bir meclis görmek umuduyla 2 yıl önce kullandığım oyun geldiği noktaya inanamıyorum.

    Ufuk Bey,
    Milliyetçi bir partiye geçin diye verilmedi size o oylar. 1 kişi bile olsa hep emeğin, her yerde emeğin yanında olsun diye verildi.

    Sizin İstanbul 1.Bölgeden bağımsız olarak seçilme süreciniz, Güneydoğu'daki bağımsız adaylardan farklıydı, ve sizin oylarınızın kaynağı etnik unsurlar değildi bunu unutmayın.

    Oturduğunuz koltuğun gerçek sahibi benim, yaptıklarınızdan önce bana karşı sorumlusunuz.

    Ve şimdi sizden hesap soruyorum; kimin neyin milliyetçisi olduğundan bağımsız olarak, milliyetçi bir parti saflarına katılma hakkını ve cüretini nereden buluyorsunuz?

    Benim vekilimseniz eğer, bunu yapmanıza izin vermiyorum bunu bilin.

    Değilse, söyleyecek birşey kalmıyor..

    YanıtlaSil