17 Haziran 2009 Çarşamba

ÖDP’den Özgürlükçü Solcularla birlikte istifa ediyoruz...

Değerli Basın Mensupları,

Solu büyütme, yenileme ve gerçek bir seçenek haline getirme hedefinden sıkça söz ettiğimiz 22 Temmuz 2007 genel seçimlerinin üzerinden yaklaşık iki yıl geçti. Mevcut partilerde aradıklarını bulamayan yurttaşların arayışları bu süre boyunca durmadı. Biliyoruz ki, mevcutlar umut verseydi, böyle bir arayış olmazdı.

Bu arayış sürüyor, çünkü Türkiye Solu, bugün yaşanmakta olan sorunları demokrasi, eşitlik, özgürlük, adalet ve emekten yana bir seçenek oluşturarak aşma yönünde başarılı olamıyor. Kendini yenilemekte tutucu ve isteksiz davranıyor. Yaşamdan beslenen yeni fikir ve mücadele biçimlerini geliştiremiyor.

Türkiye’de milyonlarca yurttaşımız için işe ve aşa ulaşmak çok zorlaştı. Çalışmak ve sendikalı olmak adeta bir ayrıcalık oldu. Sokaklar umutsuzca geleceğini arayan eğitimli gençlerle dolu. Eğitim, sağlık ve sosyal güvenlik hizmetleri bir yurttaşlık hakkı olmaktan çıkmak üzere. Sağın reçeteleri belli. Ama, solda alternatif yok.

Kürt toplumunun meşru kültürel ve siyasal taleplerini kabul etmemek onbinlerin hayatına mal oldu. Çatışmada ısrar politikası bütün yaşamımızı esir aldı. Sağın tercihi buydu. Ama, solda demokratik bir çözümü gerçekleştirecek irade ve kararlılık sergilenmedi.

Laiklik, demokratik ve özgürlükçü bir muhteva kazanamadı. Farklı inançlara sahip yurttaşlar, ciddi bir güvensizlik içinde. Özellikle Alevi toplumunun kimliği, kültürü ve inancı eritilmek istenirken, haklı talepleri hep kulak arkası ediliyor. Sağın siyaseti, inanç ve kültür tercihi biliniyor. Ancak bu konuda samimiyetsizliği bir sol politika ambalajıyla sunma çizgisi de bir türlü sona ermedi.

Eğitimde, işyerinde, evde, mahallede, köyde, kentte kimi zaman kaba, kimi zaman inceltilmiş vahşet, baskı, şiddet ve sömürü ile karşı karşıya olan kadınların yükselen çığlığını siyasi iktidarlar duymuyor. Bu konuda toplumun önünü açmayan bir sol, adına layık olabilir mi?

İşte on yıllardır darbecilerin, sağ iktidarların ve statüko yanlısı siyasal güçlerin elinde oradan oraya savrulan, önemli sorunları demokratik ve çağdaş bir çözüme kavuşturulmamış bu ülkede bir seçenek arayışı da kaçınılmaz oluyor.

Biliyoruz ki, sol, toplumun ve ülkenin karşı karşıya kaldığı sorunları çözebilir, AKP’nin alternatifini yaratabilir. Bu acil bir ihtiyaç. Samimi ve inandırıcı bir siyaset ve güçlü bir sol merkez hayal değildir.

Yaşadığımız dünya ve ülke şartlarını anlamış, sözünü, eylemini yenilemiş bir solun ortaya çıkışı, çorak bir toprağın suyla buluşması gibidir. Böyle bir sol, statükonun siyasal denklemlerini bozacak ve umuda alan açacak; toprak suya, toplum sola kavuşacaktır.

Özgürlükçü Solcular olarak, solda böyle bir değişimin yaşanmasını istiyoruz. Düzenin bütün baskı, ezilme ve sömürülme biçimlerinin mağduru olan toplumsal kesimler ve canı yanan bütün yurttaşlarla kucaklaşmayı hedefleyen bir ‘Tarihsel Buluşma’nın aciliyetine işaret ediyoruz.

Demokrasi, özgürlük, eşitlik, emek, adalet, barış gibi evrensel değerleri temel alan, asıl tercihini insani değerlerden ve demokratik katılımdan yana koyan, kendini bu doğrultuda ifade eden sol bir seçeneğin yaratılması fikrinde ısrar ediyoruz. ‘Tarihsel Buluşma’ için şimdi harekete geçmenin önemli bir sorumluluk olduğunu düşünüyoruz.

Özgürlükçü Solcular olarak bu amaç için yola koyulduk. Sol ve sosyalist hareketin bütün olumlu mirasının ve ÖDP’nin deneyimlerinin hakkını bu süreçte vereceğiz. Türkiye’nin bütün ezilen, sömürülen, baskı ve şiddet gören, kimliği, inancı ve kültürü kuşatılan toplumsal dinamikleriyle kucaklaşmak için üzerimize düşeni yapacağız.

İşimiz basit ve kolay değil. Ama yalnız olmadığımızı biliyoruz. Kendimize ve halka güveniyoruz. Siyasal parti, çevre, kişi ve toplumsal dinamiklerin ortaya koyduğu çabaların, yeni bir sol iradenin vücut bulacağı aynı havuza akması için çaba göstereceğiz.

İşçiler, işsizler, çiftçiler, emekliler, gençler ve kadınlarla buluşmak istiyoruz!
Sosyalistler, demokratlar, ekolojistler, sosyal demokratlar, feministler buluşabilir diyoruz!
Kürtlerin, Alevilerin, tüm düzen mağdurlarının kucaklaşmasıyla her şey aşılır, inanıyoruz!

Laikliği savunmak için demokrasiden vazgeçmeyen, militarist-otoriter-vesayetçi anlayışa boyun eğmeyen; sosyal ve sendikal hakları olmazsa olmaz gören; insanların ihtiyaçlarının karşılanmasına değil, kara odaklanan kuralsız ekonomiye ve kayıt dışı üretime; işsizliğe, kadın ve çocuk emeği sömürüsüne; yoksulluğa, yolsuzluğa ve ekolojik tahribata seyirci kalmayan; kapitalizmi bir yazgı olarak kabul etmeyen; siyasal mücadele hattını demokrasi, özgürlük, eşitlik, barış, adalet, emek, yaşanabilir bir ülke ve dünya gibi değerler üzerinden kurmayı benimseyen yurttaşları, siyasal çevreleri, düzen mağdurlarını birlikte hareket etmeye davet ediyoruz!

Bizler, bu ihtiyacın bilincinde olarak bir dizi çabanın içinde olduk. Ne var ki, uzun yıllardır bir arada olduğumuz, omuz omuza mücadele ettiğimiz birçok arkadaşımızla çözüm önerilerinde ortaklaşamadık. Bu durum ÖDP’yi iki farklı tespit ve çözüm önerisi etrafında ikiye bölünmüş bir hale getirdi. Bu tablonun çözüm üretmekten uzak olduğunu görerek, parti içi iktidar yarışını devam ettirmek yerine, sona erdirmeyi tercih ettik.

Bu amaçla, tek tek yapıları aşan bir ‘Tarihsel Buluşma’ için, kuruluşundan bu yana içinde mücadele yürüttüğümüz ÖDP’den; parti kuruculuğu, çeşitli dönemlerde il ve ilçe yöneticiliği, Parti Meclisi, Merkez Yürütme ve Disiplin Kurulu üyeliği yapmış olan Özgürlükçü Solcularla birlikte istifa ediyoruz.

Solu yenilemek, büyütmek, güçlü ve etkin bir merkez oluşturmak hedefine doğru yürüyoruz. Yolumuz açık olsun.

Birlikte başarabiliriz!

Ufuk Uras
İstanbul Milletvekili
17 Haziran 2009

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder