21 Ekim 2009 Çarşamba

Türkiye-Ermenistan Protokolü TBMM Genel Kurul Bilgilendirme Görüşmelerinde Yaptığım Konuşma

Sayın Başkan, değerli vekiller;

içinde bulunduğumuz konjonktürde ihtiyacımız, basınçsız ve ön yargısız bir biçimde komşumuz Ermenistan ile ilişkilerimizi normalleştirmemizdir. Gerek Türkiye’deki Ermeni yurttaşlarımızla gerekse Ermenistan’la barışa, birbirini anlamaya, iletişim kurmaya yönelik bir hoşgörü ve uzlaşı iklimi yaratmamız gereklidir. Ermenistan Sınır Kapısı açılmalı, her türlü ekonomik ambargo ve kısıtlamanın, özünde, yoksul halka bir zulüm olduğunu gözden uzak tutmadan bu ülkeyle ekonomik ilişkiler geliştirilmelidir. Bu ülkede yaşayan Ermeni yurttaşlarımızın kendilerini bu ülkenin eşit yurttaşları hissetmelerinin koşulları yaratılmalı, toplumsal hayatta, özellikle kamu hizmetinde hiçbir ayrımcılıkla karşılaşmamaları güvence altına alınmalıdır.

Tarihin özgür bir biçimde tartışılmasını engelleyen kısıtlamalar kaldırılmalı, ön yargısız bir tartışma ortamı teşvik edilmelidir.

ŞAHİN MENGÜ (Manisa) – Var mı böyle bir ayrım da anlatıyorsun.

MEHMET UFUK URAS (İstanbul) – Ermenistan konusunu “En milliyetçi kim?” yarışının topluma ve bölgeye vereceği hiçbir olumlu katkı yoktur. “En milliyetçi kim?” yarışı demokratik bir anlayışın ürünü değildir. Ermenistan konusunda çözümsüzlük politikası bölgeye barış getirmez. Elbette, bir komşuyla olan ilişkilerin düzeltilmesi, diğer dost ve kardeş ülkelerle ilişkilerin bozulması üzerinden de inşa edilemez. Bu bakımdan, Azerbaycan’la münasebetlerimizin güçlendirilmesi ve geliştirilmesi için de yoğun bir çaba göstermeliyiz.

Cemil Meriç “Düşünce mumyalaştığı gün cesetleşir.” diyordu. Düşüncelerini geliştiren ve açılım sağlamanın tarihsel bir önemi vardır.

Dünkü Millî Güvenlik Kurulu toplantısı Ermenistan’la imzalanan protokolün bir devlet politikası olduğunu göstermektedir. Komplo teorileri hayatı açıklamıyor ama yargılıyor.
Birleşmiş Milletler kuruluş metinlerine baktığımızda bile sınırların güç yoluyla değişmeyeceği ortadadır. O yüzden, nasıl Amstrong Ay’a çıktığında “Bu benim için küçük bir adım ama insanlık için büyük bir adım” demişti. Orta Doğu’da barışın tesis edilmesinde, Balkanlar’da barışın tesis edilmesinde bu tür adımların karşılıklı güveni pekiştireceğine inanıyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Uras.

13 Ekim 2009 Salı

Ufuk Uras'ın Başbakan Yardımcısı BABACAN'a Bursa Olay Gazetesinde İşten Çıkarılan Gazetecilerle İlgili Verdigi Soru Önergesi

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞI’NA

Aşağıdaki sorularımın, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Sayın Ali BABACAN tarafından yazılı olarak yanıtlanmasını saygılarımla arz ederim.
13.10.2009

Ufuk URAS
İstanbul Milletvekili

07.03.2008 tarihinde TMSF tarafından el konulan Olay Medya Grubu’nun, 08.10.2008 tarihindeki ilk ihalede satışı gerçekleştirilememiş; ikinci ihale tarihi olarak da 14.10.2009 tarihi belirlenmiştir. İhalenin düzenleneceği tarihe 20 gün kala 23.09.2009 tarihinde Olay Medya Grubu personeli olan 12 kişinin iş akitleri, TMSF’nin atadığı yöneticiler tarafından fesh edilmiştir. Daha sonra bu kişilerden 3’ünün işe iadesi sağlanmıştır.

1- Olay Basın ve Yayıncılık A.Ş.’de çalışan 8 kişi ile Olay Radyo ve Televizyon Yayıncılık A.Ş.’den 1 kişinin iş akitlerinin feshedilme gerekçesi nedir?

2- Ramazan Bayramı öncesinde kurum tarafından dağıtılan hediye paketini kabul etmeyen personelin işten çıkartıldığı doğru mudur? Eğer böyle ise bu gerekçe İş Kanunu’nun hangi maddesine dayandırılmıştır?

3- İhale öncesi işten çıkartılan personelin tazminat hakları ve alacakları TMSF tarafından mı ödenecektir?

4- Olay Medya Grubu’na TMSF tarafından el konulduğu gün kurumda kaç personel çalışmaktaydı? Olay Medya Grubu’na TMSF tarafından el konulmasından sonra kaç personel işten çıkartılmıştır? İşten çıkartılan personelin tazminatları hangi kurum tarafından ödenmiştir?

5- 07.03.2008 tarihinden 23.09.2009 tarihine kadar Olay Medya Grubu kadrosuna kaç personel alınmıştır?

6- Olay Medya Grubu’na atanan TMSF yöneticilerinin kuruma toplam maliyeti (maaş, ulaşım giderleri, konaklama giderleri vb.) nedir?

Olay Medya Grubu’nda taşeron firmalardan hizmet alımı (güvenlik, temizlik, internet hizmetleri vb.) yapılmakta mıdır? Yapılmakta ise firma seçimi hangi kriterlere göre gerçekleştirmektedir? Satın alınan hizmetlerin kurum içinde mevcut personelle sağlanması mümkün değil midir?

6 Ekim 2009 Salı

Sınırötesi Tezkere, Barışa Karşı Bir Tercihtir

AKP Hükümeti’nin sınır ötesi harekat yapma iznini uzatan tezkereyi bir kez daha Meclis’e getirmesi, ülkenin ve bölgenin ihtiyaçlarına uygun değildir.

Kürt Sorunu’nda askeri önlemlerle çözüm sağlanacağını düşünmek, onlarca yıldır yaşanan acıları hala anlamamakta direnmek demektir.

‘Kürt Açılımı’ veya ‘Demokratik Açılım’, tezkerenin süresi uzatılarak anlamlı bir sonuca götürülemez. Silahların gölgesinde bir barış ve çözüm üretilemez.

Başta Irak ve Kürt Bölgesel Yönetimi olmak üzere, bölgede geliştirilen olumlu ilişkilerin üzerine tezkerenin gölgesinin düşürülmesi makul bir yol sayılamaz. Bu tezkerenin uzatılması, atılan sınırlı adımları da sekteye uğratmaya namzettir.

Hükümetin, CHP ve MHP’den kaynaklanan inkarcı ve asimilasyoncu basınçlar karşısında “her şeyi göze aldık, sonuna kadar gideceğiz” iddiasının pek de geçerli olmadığı, tezkerenin uzatılması için atılan bu adımda ortaya çıkıyor.

Bu nedenlerle bu tezkereye olumlu oy verilemez. Meseleyi silahla ve baskıyla çözmeye çalışan bir anlayışla barışa ulaşılamaz.

Türkiye toplumunun demokratikleşmeye; farklı dil ve kültürleri, farklı kimlikleri zenginlik olarak yaşatacağı bir ortama ihtiyacı var.

UFUK URAS İstanbul Milletvekili
06 Ekim 2009